10. Yargı Paketi: Ceza ve İnfaz Hukukunda Önemli Düzenlemeler
TC Resmî Gazete'de 4 Haziran 2025'te yayımlanan 10. Yargı Paketi'ne girdi.
Yargı Paketi ile Türk Ceza Kanunu'nda (5237 sayılı Kanun) önemli değişiklikler ve bunların getirdiği yenilikler şu şekilde özetlenebilir:
Suç Teşebbüs Cezalarında Artış: TCK m.35'te yapılan değişiklikle, işlenmek istenen suçun tamamlanmasısa bile girişim aşamasında kalan başarısızlık için hapis cezası cezası artırıldı . Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aralıklı bir suç girişimi halinde verilecek ceza 13–20 yıl aralığından 14–21 sıralı olarak ayrılırken, müebbet parçalar halinde suçlarda teşebbüs halinde verilen ceza 9–15 yıl aralığından 10–18 yıla yükseltildi. Bu artış, girişim aşamasında kalan ağır suçlarda dahi caydırıcılığı artırmayı hedefliyor.
Kasten Yaralama Suçlarında Daha Yüksek Cezalar: TCK m.86 ve 87'de yapılan değişikliklerle, kasten yaralama suçunun temel cezasının alt sınırı 1 harf 1 yıl 6 aya kaldırıldı. Mağdurun basit tedavi müdahalesi ile giderilebilir ölçüde hafif yaralanan hallerde dahi cezanın alt sınırı 4 aydan 6 aya , üst sınırlar ise 1 yıla yakın 1.5 yıla yükseltildİ. Özellikle kadınlara karşı işlenen yaralama suçlarında , cezanın alt sınırı önceki 6 aydan 9 aya çıkarılarak daha ağır bir yaptırım öngörülmüştüR. Neticesi ağırlaşmış yaralama (örneğin sakatlık kaybı, kalıcı ölüm veya ölüm yol açması) durumlarında da alt miktar önemli ölçüde artırılmıştır . Örneğin kasten yaralama sonucu ölüm meydana gelirse cezanın alt sınırı 8 harf 10 satır , üst sınır 12 harf 14 satır çıkarılmıştır. Bu değişiklikler, kadına yönelik şiddet ve ağır yaralama fiilleri başta olmak üzere, vücut dokunulmazlığına karşı suçlarda caydırıcılığı arttırmayı amaçlamaktadır.
Tehdit Suçuyla Etkin Mücadele: TCK m.106'da gidilerek tehdit suçunun cezaları artırılmıştır . Özellikle malvarlık zarar verme tehdidinde, mağdurun şikayeti halinde verilecek cezanın alt sınırı 1 aydan 2 aya yükseltildi. Silahla, yüzünü gizleyerek, imzasız mektupla veya suç örgütünün genişletilmesi kullanılarak yapılan tehditlerde ise cezanın üst sınırı 5 harf 7 listelendi. Bu sayede toplumda yaygın olarak rastlanan tehdit ve şantaj eylemlerine karşı daha güçlü bir cadırıcılık sürdürülüyor hedefleniyor.
Genel Güvenlik Tehlikeye Sokma (Kurusukı Silahlar ve Toplu Alanlar): TCK m.170 kapsamındaki “genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması” suçunda, ses ve gaz fişini atabilen silahlar (kurusukı tabancalar) da suç kapsamına dahil edildi.. Yani, kutlama veya gösteri amaçlı dahi olsa bu tür silahlarla ateşin açılması artık kanunen gerçek bir silahla yapılan eylem gibi değerlendirilip cezalandırılacak. Ayrıca bu suçun toplu olarak gerçekleştirilmesi, cezayı artırma kapsamı hal olarak düzenlendi. Bu değişiklikler, düğün veya maç kutlamalarında ateşin açılması gibi toplumsal harcamaların riske atan davranışlarıyla daha ciddi mücadeleler sağlamak amacıyla.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokan Fiiller: TCK m.179'da yapılan düzenleme ile trafikte tehlikeli araç kullanma suçunun cezaları ağırlaştırıldı . Kara, deniz, hava veya ulaşım ulaşım araçları insanların hayatı, sağlık veya malı için tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişilere verilecek hapis cezasının alt sınırı 3 aydan 4 aya çıkarıldı. Özellikle esnekliği veya kapasitesinin etkisi altındayken araç kullanma fiilinde cezanın alt sınırı 3 aydan 6 aya yükseltilerek bu tür ihlâllere karşı cadırcılık artırıldı. Böylece ilişkiler aracının kullanılmaması sonucu yaşanan kazalara karşı daha sert bir hukuki tutum benimsenmiş oldu.
Yol Kesme ve Ulaşımı Engelleme Suçunun Düzenlenmesi: TCK m.223'te yapılan değişiklikle, yol kesme ve ulaşım araçlarının hareketini engelleme fiilleri daha geniş yetenek suçu haline getirildi. Ulusal bu fiiller için cebir veya tehdit unsuru aranırken, yeni düzenlemeyle hukuka aykırı her türlü yol kesme, aracı durdurma, bırakma veya geri durma eylemi suçu kabul edilecek şekilde tanımlanacak. Suç işlenirken aynı zamanda başka bir suç da işlenirse (örneğin yol kesme sırasında mala zarar verme veya yaralama), başarısız olursa iki suçtan ayrı ayrı ceza verileceği hükme bağlandı. Bu değişiklik, kamu düzenini bozan yol kapatma işlemlerine karşı daha etkin yaptırımları sağlayacak.
Yukarıdaki değişiklikler, ceza hukuku alanında suç ve ceza dengesini yeniden tesis etmeyi, özellikle toplumda infial uyandıran veya sıkça görülen bazı suç tiplerinde caydırıcılığı artırmayı hedefliyor. Örneğin, kadınlara karşı şiddet, trafik güvenliğinin şiddeti veya tehdit gibi fiillerdeki ceza artışları, kamuoyunun genel gidişatında gerçekleşen oluşumlar olarak öne çıkıyor.
10.Yargı Paketi , ceza ve güvenlik kurallarının infazında önemli yenilikler yaparak hukuk alanında hem iyileştirici hem de caydırıcı etkileri hedeflenmiştir. 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu'nda yapılan değişiklikler şunlardır:
“Gir-Çık” Uygulama Sınırı (Denetimli Serbestlikte 1/10 Kuralı): Kamuoyunda “gir-çık” olarak ayrılırken, açık cezaevine devam edilir hemen denetimli serbestlikle tahliye olma durumu sınırlandırıldı. Yeni düzenlemeye göre, açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitimevinde bulunan ve koşullu salıverilmesine 1 yıl veya daha az süre geçirilmiş iyi hâlli bir hükümlünün, denetimli serbestlikten yararlanabilmesi için kalan sürenin en az onda birinde hapishanede geçirmiş olması gerekecek; ayrıca bu süre 5 gün az olamayacak.. Örneğin şartlı salıverilmesine 10 ay kalan bir hükümlü en az 1 ayını (ve en az 5 gün şartıyla olacak) cezaevinde kalma durumunda. Bu kural, hükümlülerin hiç hapis yatmadan salıverilmesi algısını önleyerek cezanın çaydırıcılığını ve infazın saklanmasını iyileştirmeyi amaçlıyor. Not: Bu yeni 1/10 kuralı, kanunun yürürlük kayıtları sonrasında işlenen suçlar için uygulanacak; önceki tarihlerde işlenen suçlar bakımından geriye yürümeyecek.
Mükerrir Hükümlülere Koşullu Salıverilme İmkânı: İkinci kez mükerrir (birden fazla kez tekrarlayan suçlu) sayılan hükümlüler için koşullu salıverilme (şartlı tahliye) imkânı bulunmamaktaydı; fiilen tam cezanın infazı söz konusuydu. 10. Yargı Paketi ile İnfaz Kanunu'nun 108. maddesinde yapılan değişiklik sayesinde, ikinci defa tekerrür kaydedilen hükümlülere de koşullu salıverilme imkanı getirildi. Bu güçsüzlük, sürekli hapis cezalarında koşullu salıverilme oranı genel kuralın üzerinde, cezanın dörtte üçü (¾) olarak uygulanması. Örneğin 12 yıl hapis cezası alan ve ikinci kez tekerrür uygulanan bir hükümlü, iyi halli olması halinde 9 yıl hapiste bekletildikten sonra şartlı tahliyeye hak kazanabilecek. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mükerrir bir hükümlü ise 39 yılını , müebbet hapis cezası alan ise 33 yılını cezaevinde iyi hâlle bekletildikten sonra şartlu salıverilebilir. Birden fazla hapis cezası almış mükerrir hükümlülerde ise en fazla 32 yılını cezaevinde geçirme şartıyla tahliye olanağı doğacak. Bu düzenleme, iyi hâlli kurallıleri bir arada düzenlemeye teşvik etmeyi ve mükerrirlere belirli bir umut ışığı vererek infaz adaletini güçlendirmeyi amaçlıyor. Koşullu salıverilmeden faydalanmak isteyen mükerrir hükümlülerin, infaz sürecinde kurallara uyum, kuralları yerine getirme, eğitim ve uygulamalarına programlara katılma gibi davranışlara göre değerlendirmeye tabi tutulacağını da belirtmeniz gerekir. Bu, salıverilmeye hak kazanılması için objektif iyi hâl kriterlerinin gözetleneceği anlamına geliyor.
Geceleyin ve Hafta Sonu İnfaz Kapsamının Genişletilmesi: İnfaz Kanunu m.110'da yapılan değişiklikle, hükümlülerin cezalarını cezaevinde hafta sonları veya geceleri çekmeleri mümkün hale getirilerek ve bu imkanın sınırları genişletildi.. Artık kasten işlenen suçlarda toplam 3 yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm olanlar, taksirle (isteği dışında) işlenen suçlarda ise toplam 5 yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm olanlar, infaz hakimine başvururak cezalarının yalnızca hafta sonları (Cuma 19:00'dan Pazar 19:00'a kadar hastanede kalış hafta içi serbest) veya akşam (her akşam 19:00'dan ertesi sabah 07:00'ye kadar) hastanede kalıp gündüzleri serbest) infazda talep edilebilirler. İnfaz hakimi, hükümlülüğün iş durumu, ailevi durumu ve ceza infaz parlamentosunun göz önüne alınarak bu talebi değerlendirecek. Hatta cezaevi yönetimine uygun görürse, hafta sonu infazı yerine aynı saatler hafta içi uygulanarak ceza çekilebilir.Bu “yarı açık infaz” modeli, özellikle kısa süreli hapis cezalarında hükümlünün toplumun uyumunu koparmadan cezasını çekmesine olanak sağlamaktadır. Ancak bu özel infaz yöntemlerinden yararlanmanın, hükümlünün denetimli serbestlik kapsamındaki yükümlülüklerini aksatmasına bağlı olduğunu vurgulamak gerekir; Zira yükümlülükleri yerine getirilmeyen hükümlüler bu tür özel infaz usullerinden çıkarılacaktır.
Evde İnfaz (Konutta Çekme) İmkânının Genişletilmesi: Pakette en çok dikkat edilmesi gereken düzenlerden biri, belirli yaş grupları ve durumlar için cezanın evde infazı imkanının genişletilmesi oldu. İnfaz Kanunu m.110/A ile taşınan bu düzenlemeye göre, aşağıda belirtilen hükümlüler cezalarını hapishanelere bırakarak kendi konutlarında çekebilecekler :
Yaşlı Hükümlüler: 80 yaşını bitirmiş hükümlülerin toplam 6 yıl veya daha az hapis cezaları evde infaz edilebilir. Ayrıca 75 yaşını bitirmiş olanlar için 5 yıl veya az , 70 yaşını bitirmiş olanlar için 4 yıl veya az , 65 yaşını bitirmiş olanlar kadın veya erkekler (ayrıca kadınlar ve 18 altı çocuklar da bu kapsama dahil) için 3 yıl veya az hapis cezaları evde infaz kapsamına alındı.. Bu yaş grupları için evde infaz kararı, infaz hakimi tarafından verilecek ve hükümlünün talebine bağlı olacak. Amaç, ilerlemiş hastanede ve hapishane koşullarında hayatlarını idame ettiren öğrencilerde zorlanan hükümlülere daha insani bir infaz alternatifi sunmak.
Ağır Hastalık veya Engellilik Hali: Ağırlaştırılmış müebbet harici tüm hapis cezalarında, hükümlünün hayati gereksinimleri hastanede tek başına giderilemeyecek derecede ağır hastalık veya engelliliği içeren tıbben tespit edilirse ve toplumsal kritiklik açısından ciddi bir tehlike oluşturulamayacağı da kullanılsa, cezanın konutta infazına karar verilebilecek. Bu kararın infaz hakimi vereceği ve hükümlünün durumunun düzenli aralıklarla değişeceği (her 6 ay-1 yılda) kontrol edilecek; Koşullar iyileşirse evde infaz kararı kaldırılacak. Evde infaz sürecinde kurallünün elektronik kelepçe ile kuralları ve kurallara uygun davranışlara tekrar cezaevine bölümü öngörülüyor.
Yeni Doğum Yapmış Kadınlar: Doğum yapmış ve doğumdan 6 aydan itibaren kadın hükümlülerinden, toplam 5 yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm olanların da cezalarının evde infazına karar verilebilecek. Bu düzenleme, küçük bebeği olan annelerin hapishanesine cezalarını çekebilmesine imkan tanıyor. Böylece hem anne ile bölünmenin doğuracağı mağduriyet önlenmekte, hem de cezanın infazı kamu güvenliğine zarar verilmeden sağlanması (bu olanaklardan kasıtlı suçlar için yararlanılabilir; terör, cinsel suçlar gibi bazı ağır suçlar kapsamı dışında tutulmuştur).
Yukarıdaki özel infaz usullerinden yararlanan hükümlüler, tabi oldukları infaz rejimine göre yine koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik gibi haklardan faydalanabilecekler; yani evde veya gece infazda kaldıkları süre de sanki cezaevinde geçirilmiş gibi kabul etme süreleri dahilinde olacaktır. Bu noktada amaç, toplumdan tamamen eleştiri yapmadan cezaların infazını sağlamak ve özellikle kadın, çocuk, yaşlı, engelli gibi kırılgan gruplar açısından daha insancıl bir infaz sistemi oluşturmaktır.Öte yandan, bu imkanların yeni suistimal edilmesi diye de gerekli denetim ve kısıtlamalar ihmal edilmemiştir.
Çocuk Hükümlülere İlişkin İyileştirmeler: Paket kapsamındaki çocuk hükümlüleri için de infaz koşullarında iyileştirici adımlar atıldı. İnfaz Kanunu'nun 11. ve 15. sınıflarında yapılan değişikliklerle, çocuk mahkumların cezalarının infazına önce çocuk kapalı ceza infazın vücutta başlaması, ardından iyi hâline göre çocuk eğitim evi geçişlerinin sürdürülmesi kuralına bağlandı Kasıtlı suçlarda 3 yıl, taksirli suçlarda 5 yıl veya daha az ceza alan çocuklar doğrudan çocuk eğitim evlerinde kalabilecek; Bazı çocuk tutukluluklarını içeren uygun şartlara uygun olarak (güvenlik riski taşımıyorsa) eğitim evlerinde barındırılabilecek.Bu düzenlemelerin, çocuk mahkumların topluma kazandırılması , cezaların özel süreleri ve bir geçişle gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır.
Yukarıdaki infaz düzenlemeleri, kamuoyunda en çok seste değişen değişiklikler arasında yer aldı. Özellikle 80 yaş üstü hükümlülerin evde infazı ve kadın, çocuk gibi gruplara ayrılmış infaz refahları , toplumun geniş kesimlerince insani bir yaklaşım olarak olumlu karşılandı. Diğer taraftan, “gir-çık” olarak bilinen dağıtımın engellenmesi ve mükerrirlere belirli koşullarla tahliye umudu ticaret gibi adımlar da adalet sistemi açısından önemli yenilikler olarak değerlendirildi. Bu değişikliklerle bir yandan ceza infazında uyumlu ve topluma yeniden kazandırma hedefi gözetilirken, diğer yandan caydırıcılık ve adalet duygusu da güçlendirilmeye sunulur.
Yargıtay (Türkiye Cumhuriyeti Yargıtayı) , taşınan yeni düzenlemelerin hem hazırlık aşamasında hem de uygulama sürecinde önemli bir role sahiptir. 10. Yargı Paketi'nin TBMM'de görüşmesi sırasında Yargıtay'ın önceki içtihatları ve değerlendirmeleri de göz önünde bulundurulmuştur. Nitekim paketteki bazı değişiklikler geçmişte Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi tarafından işaretlenen sorunlara çözüm getirmeyi sağlamaktadır. Örneğin:
İstinaf/Temyiz Parasal Sınırları: Yargıtay sınıflandırılır ve Anayasa Mahkemesi kararlarında, istinaf ve ayar kanunlarındaki yollarındaki parasal sınırların belirlenmesi konusunda dayanıklılıkler tespit edilmişti. Bölge, Bölge Adliye Mahkemesi (istinaf) veya Yargıtay'ın bozulması kararı sonrasında yeniden verilen kararlarda güncel parasal verileri mi yoksa ilk karar tarihindeki hesaplama mı uygulanacağı hususu tartışmalara yol açıyordu. Mahkeme'nin iptal kararıyla getirilen yeni düzenleme ile bu tartışma sona erdi; Yargıtay da artık ayarlanabilirlik sınırını davanın açıldığı tarihteki değerine göre değerlendirecektir.Böylece yüksek yargı mercilerinin bu konuda yeterli bir uygulama geliştirmesi sağlandı.
“31 Temmuz İnfaz sistemi” ve Eşitlik Sorunu: Geçmiş yıllarda genel olarak dağıtılan ve “31 Temmuz yasası” olarak bilinen geçici infaz düzenlemesiyle (belirli tarihe kadar işlenen suçlar için 5 yıla kadar ek denetimli serbestlik imkânı yasa) bazı hükümlüler daha erken tahliye edilmekteydi. Ancak bu düzenleme, belirli bir tarih dışı kapsam dahilinde kalması için özgürlük tartışmalarını da beraberinde getirdi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi , 27.03.2025 tarihli bir kararında, bu 31 Temmuz infaz düzenlemesinin yol açtığı eşitsizliklere dikkat edilerek acilen yeni bir yasal düzenleme yapılmasının gerektiğini vurguladı. Yargıtay'ın bu değerlendirmesi, mükerrerler ve rejimleri konusundaki sıkıntıları gözler önünde seriliyordu. Nitekim 10. Yargı Paketi, tam da bu ihtiyaca göre cevap vererek ikinci kez mükerrer hükümlülere koşullu salıverilme şansı tanıdı ve infaz rejiminde özgürlük hissini zedeleyen bazı sorunları giderdi. Uzman hukukçular, paketin içeriğinin büyük ölçüde “tüm cezasını fiilen infaz eden mükerrirler” ve “özel infaz usullerinin kapsamı” yönlerinin kapsamlı bir şekilde geliştirilmişne dikkat çekmiştir.Bu kapsamda, Yargıtay'ın işaret ettiği acil müdahale noktası atılımı ile üretilebilen çözümler üretiliyor.
Yargıtay Üyelerinin HSK Sonrası Durumu: Paketteki HSK Kanunu değişiklikleri, Yargıtay'dan HSK seçeneklerine seçilen Üyelern görev süresi bitince tekrar Yargıtay'daki üyeliklerine dönmemelerini güvence altına alır. Bu düzenleme, Yargıtay camiası tarafından olumlu karşılanmış olup, yüksek yargı kişilerinin kariyer güvencesini sağlamaktadır. Artık Yargıtay'da görev yapan bir üye, HSK üyelerine görev süresi tamamlandığında herhangi bir atama beklemeden Yargıtay'da görev yapan bir üye geri dönebilecek, böylece Yargıtay'ın kurumsal hafızası ve kadro istikrarı korunacaktır.
Yargıtay, 10.Yargı Paketi ile gelen yeniliklerin dağılımı içtihatlara uygun şekilde çalışıpnda da kritik bir rol oynayacaktır. Özellikle infaz hukukundaki yeni hükümler (örneğin mükerrirlere tahliye imkanı, evde infaz koşulları gibi) ilk defa uygulanırken yapılabilecek yorum farklılıkları, Yargıtay'ın vereceği kararlarla giderilecek ve ülke genelinde birliğin sürdürülmesini sağlar. Yüksek mahkeme, kanun koyucunun “cezasızlık algısını önleme” ve “toplumsal adalet kanıtını pekiştirme” hedefini gözeterek, yeni düzenlemelere uygun kararları tesis edecek. Bunun ilk işaretlerini, paket hazırlık aşamasındayken Yargıtay ürünleri ve ilgili dairelerin kamuoyuna yansıyan olumlu görüşlerinden de anlamaktayız. Örneğin Yargıtay Üyeleri, noterlik disiplininin düzenlenmesinin netleştirilmesi ve infaz rejimindeki uygulamalarının, yargı mercilerinin işlerini kolaylaştıracağını değerlendirmişlerdir (Noterlik Kanunu'ndaki disiplin kesintileri, Yargıtay denetimine gelen kışlamalarda da belirlilik kesintileri).
Yargı Paketi'nde yer alan düzenlemeler arasında bazıları, kamuoyunda özel bir ilgi ve tartışma konusu oldu . Hem hukukçular hem de genel kamuoyunda, özellikle aşağıdaki maddeler üzerinde durmuştur:
Yaşlı ve Hasta Mahkûmlara Evde İnfaz: 80 yaş üstü yaşlı hükümlülere evde infazın taşınması ve ağır hastalık/engeli olan mahkûmların cezasını konutta çekilebilmesi, toplumun büyük kesiminde insanî bir adım olarak karşılandı. Bu sayede ileri yaştaki veya bakıma muhtaç hükümlülerin cezaevindeki ev ortamında cezalarını çekebilecekleri takdirler toplandı. Uygulamada bu kişilerin denetimli serbestlik birimleri ve elektronik kelepçelerle takip edilecek olması da kamu vicdanını rahatlatan bir emin olmadıÇ.
Kadın ve Çocuklara Yönelik Pozitif Ayrımcı İnfaz İmkânları: Kadın hükümlülere (özellikle küçük çocuklara olan annelere) ve çocuk hükümlülere belirtilen infaz rahatlıkları (evde infaz, doğrudan eğitim evine gitme gibi) kamuoyunda olumlu yankı buldu. Bu düzenlerin, ailenin birliğinin korunması ve çocukların ıslahının cezaevi yerine eğitim ortamlarında açıklık açısı önemli görüldü. Özellikle yeni doğum yapmış annelere taşınan ev hapsi imkanı, sivil toplum tarafından harcanan bir madde oldu.
“Cezasızlık Algısının” Önlenmesi: Paketteki 1/10 kuralı (gir-çıkıntıların sınırlandırılması) ve bazı suçluların mutlaka bir süre hapiste kalma sağlama garantisi, genel sağlık hakkını zedeleyen örneklerin azaltılabileceği özelliklerle karşılandı. Daha önce basına yansıyan, kısa süreli ceza alıp hiç cezaevine çıkarılan kişilerle ilgili eleştiriler düşünüldüğünde, bu düzenleme cadırcılık adına önemli bir mesaj olarak yorumlandı. Adalet Bakanlığı da bu değişikliğin, “cezasızlık algısının önüne geçmek” amacıyla yapıldığını açıkça belirtmiştir.
Mükerrirlere Şartlı Tahliye İmkanı: Tekrarlanan suç işleyenlere belirli bir şekilde tahliye edilebildiğini, kamuoyunda farklı görüşlerle karşılandı. Bir kısmı, bunun gizli bir af işareti gelebileceği ve suçluların daha erken salıverileceği düşünülerek eleştirilmesi dile getirildi. Ancak pek çok hukukçu ve yetkili, bu düzenlemenin bir af olmayıp düzenli iyi hâl denetimine bağlı bir hak olduğunu, kötü niyetli hükümlülerin yararlanamayacağını vurguladı.Ayrıca hapishanelerdeki doluluk oranı ve kayıt imkanı dikkate alınır, ömür boyu hapiste kalma perspektifi olan mükerrirlere bir indirim oranlarının ayarlanabilir olduğu dile getirilir. Bu madde, özellikle uzun yıllar cezaevinde olup umutlarını yitirmiş hükümlüler ve aileleri tarafından olumlu karşılandı.
Cezalarda Artırım ve Kadına Karşı Şiddet: Tehdit, kasten yaralama, trafik cezası atma gibi suçların cezalarının yükseltilmesi ve özellikle kadınlara karşı suçlarda cezaların ağırlaştırılması , dünyada “adalet yeri bulmak” şeklinde yorumlandı. Son yıllarda artan kadın şiddet vakaları nedeniyle kanun koyucunun bu yönde adım atması kamu vicdanını bir nebze rahatlattı. Örneğin kasten yaralama suçu, mağdur kadın olduğunda daha ağır cezalandırma olması, kadın haklarının savunucuları tarafından cezai bir düzenleme oldu.Benzer şekilde, sürdürülebilir araç kullananlara yönelik yaptırımların sertleşmesi, trafik kazalarında, mağdur ailelerin taleplerine yanıt veren bir adım olarak değerlendirildi.
Yargı Paketi'nin hayatta kalmasıyla birlikte hem deneme pratiğinde hem de savunma makamının devam ettiğinde bazı önemli değişiklikler yaşanacaktır. Hukukçular için dikkat edilmesi gereken noktalar ve uygulanması olası sonuçlar şu şekilde sıralanabilir:
Güncellenen Ceza Normları: Avukatlar ve savcılar, Türk Ceza Kanunu'nda gerçekleştirilebilecek ceza hadleri konusunda bilgi sahibi olmalıdır. Zira suçların alt ve üst ceza sınırlarındaki artışlar, olası ceza miktarlarının yükseltilmesi için soruşturma ve kovuşturma stratejileri uygulandı. Örneğin, müvekkiline “tehdit” suçundan dava açılan bir avukat, artık müvekkilinin en az 2 ay (önceden 1 ay) hapis cezası riskiyle karşı karşıya olduğu savunmasını hazırlamalıdır Benzer şekilde, kasten yaralama davasında uzlaşma veya indirim pazarları yapılırken, taban cezasının 1 yıl 6 aya çıktığı (önceden 1 yıl) göz önüne alınması Bu değişiklikler, ceza muhakemesinde uzlaşma, etkin çözümleme gibi müesseselerin saklanması da mümkündür; zira ceza olasılığı sanıklar için bu müesseseler daha cazip hale gelebilir. Hukukçular, müvekkillerine yeni ceza oranlarını ve olası gelişmeleri net bir şekilde aktarmalıdır.
İnfaz Hukukundaki Yeni Haklar ve Başvuru Usulleri: Paketin belki de en çok değişiklikle getirilen alan infaz hukukunda, ceza hukukçularının infaz mevzuatındaki yeni haklar müvekkilleri kullanım kullanımları kritik öneme sahiptir. İnfaz hakimiyetinin önemi; zira evde infaz, gece hafta sonu infazı, cezaların ertelenmesi gibi ayrıntılarda karar verme yetkisine sahip infaz hakimiyetlerindedir. Avukatlar, şartlar uyan hükümlüler için infaz hakimliklerine başvuru dilekçeleri hazırlayıp müvekkillerinin bu haklardan faydalanmasını sağlamalıdır. Örneğin 70 yaşında ve 4 yıl hapis cezası almış bir müvekkil için cezanın konutta infazı talebinde bulunmak artık mümkün. Benzer şekilde, yeni doğum yapmış ve 3 yıl ceza almış bir kadın müvekkilin cezasını evde çekebilmek için ilgili rapor ve belgelerle infaz hakimliğine başvuracağım. Bu başvuru yapılırken, mahkûmun iyi durumda olup olmadığı , tazmin sorumluluklarını yerine getirip getirmediği (örneğin suçtan doğan maddi zararın giderilmesi şartı) gibi özellikler da göz önünde bulundurulmalıdır. Avukatların, müvekkillerini bu koşullar hakkında bilgilendirerek hazırlıklı olmaları gerekir.
Koşullu Salıverilme ve Denetimli Serbestlik Sürelerinin Hesabı: Yeni paketle birlikte koşullu salıverilme ücretleri ve denetimli serbestlik politikaları bazı mahkûmlar için değiştirildi. Özellikle ikinci kez mükerrirler için ¾ kuralının uygulanması ve diğer koşullarlı salıverilme sürelerindeki düzenlemeler geliyor, infaz hesaplarında değişiklik bildirimleri.. Cezaevi idareleri ve infaz savcılıkları, her hükümlünün infaz planını yeni kanuna göre güncelleyecektir. Bu süreçte olası hesap hatalarını engelleme ve cezalı hak kaybı yaşanmaması için avukatların da hesaplarını takip etmesi önemlidir. Örneğin, müvekkilinin ikinci kez mükerrer olup olmadığı, hangi anda tahliyeye hak kazanılacağı gibi konularda güncel mevzuata göre hesaplama yapmak avukatın sorumluluğundadır. Bazı hükümlüler, yeni düzenleme sayesinde beklenenden erken tahliyeye hak kazanabilecekken, bazıları için 1/10 kural nedeniyle bir nebze daha geç tahliye söz olabilir. Bu kopyaların doğru kopyalanması, yanlış bilgilerin önüne geçilecektir.
Geçiş Hükümleri ve Lehe Aleyhe Durumlar: Kanunun getirdiği yeniliklerin hangilerinin uygulanacağı, hangilerinin geçmişe etkili olacağı konusunda geçici maddeler yol gösteriyor. Örneğin yukarıda belirtilen gibi denetimli serbestlikte 1/10 şartlarla , kanuni yetkilendirmeler sonraki suçlar için uygulanacak olup geriye yürümeyecektir.Bu, kanuni verilerin saklanmasından önce suç işlemi ve açık cezaevine ayrılmış bir hükümlü, eski kurallara tabi olarak belki de 1 günlük kalıp çıkma hakkına sahip olabilir. Böyle nüanslar, kanun ilkesi kapsamında da değerlendirilmelidir. Avukatlar, müvekkilleri adına mahkemelere veya infaz mercilerine başvurarak, hangi kanun hükmü lehe ise onun iflasını talep edebilirler. Örneğin müvekkilin suç tarihi eskiyse ve yeni yasa aleyhine ise, eski yasadan talep talebi gündeme gelebilir. Bu yerde Yargıtay'ın olası içtihatlarını takip etmek de önemli olacak; zira yüksek mahkeme lehe kanunların netlik getirisi.
Yargıtay ve İstinaf Süreçleri: İstinaf ve kural sınırının davalarının düzenlenmesine göre belirleme kuralı (yukarıda iyileştirme) özellikle hukuk davaları ve idari davalarda uygulama dahil olsa da, ceza hukukçularını da ilgilendiren boyutu var. Ceza davalarında anlaşmaya tabi olup olmaması, bazı suçlar için üst sınır kriterine veya ceza miktarına göre belirlendiğinden, avukatlar hangi kararların epilasyon yapabileceği konusunda yeni düzenlemelerde müvekkillerini bilgilendirmeli. Ayrıca noterlik disiplin davaları veya milletlerarası özel hukuk kapsamındaki davalarda da yeni kuralların başlangıcında, hukukçuların değişimlerini bu yasal değişikliklere göre kurmalıdır. Örneğin, bir iş sözleşmesiyle uyuşmazlığında, telif hakkı, yabancı hukuk yerine Türk hukukunun talep talebi, artık yeni MÖHUK düzenlemesi sayesinde mümkün olabilir; bu da dava stratejilerini uygulayabilir.
Eğitim ve Uyum Süreci: Bu denli bir yasal değişiklik programı sonrasında, hukuk camiasının bir uyum süreci devam eder. Hakimler, savcılar ve avukatlar için seminerler, eğitim programları ve rehberlikler büyük önem taşıyacaktır. Adalet Bakanlığı'nın ve baroların, 10. Yargı Paketi'nin getirdiği güncel bilgilendirici belgeler hazırlığı mevcuttur. Nitekim paketin girişinden hemen sonra ilgili talimatlarda değişiklikler yapıldı, örneğin “Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği” pakete uyumlu hale getirildi.Hukukçuların bu kurallara ilişkin mevzuatı takip etmesi gerekecektir. Özellikle infaz hakimliklerinin iş yükü artabileceğinden, dilekçe ve başvuru genişliğinde pratik çözümlerde, teknolojik olanakları kullanmak önemli olacaktır.
Sonuç olarak, 10. Yargı Paketi hem ceza adaletinin sert ücretini (caydırıcı cezalar, cezasızlık algılamasını engelleme) gösteren hem de şefkatli işlemleri (yaşlı, hasta, kadın ve çocuk cezalılara merhamet odaklı infaz imkanlarını) sağlayan bir reform paketi olarak sağlar. Bu paket sayesinde kanun koyucu, bir anlamda “suçluya suçunun cezasını hakkaniyetle uyumlu, ama düzenli ve toplu olarak kazandırma amaçlı esneklikler de tanıyacağım” mesajını veriyor. Hukukçular ve kadının bakış açısından, yasanın öngördüğü işlem pratiğe nasıl yansıyacağını takip etmek büyük önem taşımayacaktır. Yargıtay ve ilk derece mahkemelerinin uygulamaları, bu düzenlemelerin ruhuna uygunsa, hem kamu vicdanı rahat edecek hem de hukukun toplumsal işleyişi geliştirilecektir. İlk izlenimler, birimin kamuoyundaki beklentilere cevap yönündedir. Nitekim “10.Yargı Paketi” adıyla anılan bu kanun, yeniliklerle uzun süre hukuk bölümünde kalacağa benzemektedir.
Kaynakça: Yeni yasa metninin getirdiği tüm düzenlemelerin ayrıntıları için Resmî Gazete'de yayımlanan 7550 sayılı Kanun ve Adalet Bakanlığı açıklamaları, tarafımızca yapılan araştırmalar ve yazımızda başka kaynaklardan kullanmış olduğumuz ve linkleri incelenebilirnazaligundem.com. Bu yazıda yer alan bilgiler, Anadolu Ajansı ve TRT Haber gibi güvenilir kaynaklardan çıkan haber özetlerindentrthaber.comhaberturk.com, ayrıca uzman hukukçuların değerlendirme yazılarından derlenmiştirsen.av.tr. Reformun amacına, kapsamına ve dinlenmene dair vurgular, ilgili meclis toplantıları ve önerilerin demeçleriyle desteklenmiştirhaberturk.comhaberturk.com. Bu sayede hem genel okura hem de hukuk camiasına hitap eden, yaşamın dayandığı hukuki temelleri de özetlenen bir özet olarak sunulmuştur. 10. Yargı Paketi'nin tam fotokopisi ve değişiklik yapılan kanuni dosyaların karşılaştırmalı tablolarını inceleyen okuyucular, Resmî Gazete kayıtlarına ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin sitesindeki kanun tekliflerine başvurabilirler.