DENİZ KAZALARINDA TAZMİNAT, NAVLUN SÖZLEŞMESİNE ETKİLERİ VE SİGORTA ŞİRKETLERİNİN SORUMLULUĞU
14 Haziran 2025, 13:08
DENİZ KAZALARINDA TAZMİNAT, NAVLUN SÖZLEŞMESİNE ETKİLERİ VE SİGORTA ŞİRKETLERİNİN SORUMLULUĞU
GİRİŞ
Deniz taşımacılığı, dünya ticaretinin önemli bir kısmını oluşturan, ancak riskleri de beraberinde getiren bir ulaştırma şeklidir. Bu bağlamda deniz kazaları; gemi çarpışmaları, batmalar, yangınlar, yük kayıpları gibi olayları kapsar. Bu tür kazalar, taşıyan, taşıtan, yük sahibi ve üçüncü kişiler açısından önemli zararlar doğurabilir. Dolayısıyla deniz kazası meydana geldiğinde, sorumluluk ve tazminat mekanizmalarının nasıl işleyeceği, navlun sözleşmelerine etkisinin ne olacağı ve sigorta şirketlerinin bu süreçteki pozisyonları, deniz ticareti hukuku bakımından incelenmeye değer konular arasındadır.
I. DENİZ KAZASI KAVRAMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ
Türk Ticaret Kanunu (TTK) madde 1261 vd. kapsamında deniz kazası, bir geminin deniz yoluyla seyrüseferi sırasında meydana gelen ve gemi, yük veya üçüncü kişiler açısından zarara neden olan olayları ifade eder. Bu tür olaylar genellikle şu başlıklar altında toplanır:
Gemi çarpışmaları (TTK m. 1320)
Yangın
Batma, karaya oturma
Yük kaybı veya hasarı
Mürettebatın zarar görmesi
Bu olaylar sonucunda hukuki sorumluluk doğabilir. Sorumluluğun kaynağı; sözleşme (özellikle navlun sözleşmeleri), haksız fiil ya da adam çalıştıran sıfatına dayalı olabilir.
II. MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT HAKKI
1. Maddi Tazminat
Deniz kazası sonucunda uğranılan zararın karşılanması amacıyla açılan davalarda en yaygın talep türü maddi tazminattır. Maddi zarar, yük kaybı, gemide oluşan hasar, taşıma bedelinin iadesi veya ek masraflar gibi kalemleri içerir.
Maddi tazminat talepleri, sözleşmeye dayalı olarak (örneğin navlun sözleşmesi uyarınca) ya da haksız fiil esasına göre ileri sürülebilir. TTK madde 1186 vd. uyarınca taşıyan, eşyayı yükleten kişiye karşı, taşıma sözleşmesine aykırı olarak yükün kaybı veya hasarı durumunda tazminatla sorumludur.
2. Manevi Tazminat
Deniz kazası neticesinde yolcu veya mürettebatın yaşamını yitirmesi, sakat kalması veya ağır travmatik olaylara maruz kalması halinde Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 56 ve m. 58 uyarınca manevi tazminat talep edilebilir. Özellikle ölenin yakınlarının acı ve elem duymaları manevi tazminat gerekçesi sayılır. Yargıtay uygulamasında bu tür talepler destekten yoksun kalma tazminatı ile birlikte gündeme gelmektedir.
III. NAVLUN SÖZLEŞMESİNE ETKİLERİ
Navlun sözleşmesi, taşıyan ile taşıtan arasında yapılan ve taşıma karşılığı olarak navlun ücretinin belirlenmesini içeren sözleşmedir. Deniz kazasının meydana gelmesi, bu sözleşmenin akıbetini etkileyebilir:
İfa imkânsızlığı: Gemi battıysa veya yük tamamen zarar gördüyse ifa imkânsız hale gelir ve sözleşme sona erer (TBK m. 136).
Kısmi ifa / gecikme: Kazanın taşımanın tamamını engellemediği durumlarda, gecikme nedeniyle sözleşmeye aykırılık söz konusu olur ve taşıyan, gecikmenin makul olup olmadığına göre sorumlu tutulur.
Navlun hakkı: Yük tamamen zarar görmüşse navlun hakkı doğmaz. Ancak yükün bir kısmı kurtarılmışsa ve taşıma tamamlanmışsa, navlun kısmen talep edilebilir (TTK m. 1229).
IV. SİGORTA ŞİRKETLERİNİN SORUMLULUĞU
Deniz kazalarının doğurduğu zararlarda sigorta, zarar gören tarafın kaybını telafi eden önemli bir güvence mekanizmasıdır. TTK madde 1401 vd. hükümlerine göre; deniz sigortası, gemi (tekne), yük ve sorumluluk sigortası gibi türlerde yapılabilir.
Tekne sigortası: Geminin uğrayacağı zararları teminat altına alır.
Yük sigortası: Taşınan emtiayı güvenceye alır.
Sorumluluk sigortası: Gemi donatanının, üçüncü kişilere verdiği zararlar nedeniyle sorumluluğunu teminat altına alır.
Sigorta şirketlerinin sorumluluğu, poliçe kapsamındaki teminatla sınırlıdır. Ancak kötü niyetli beyanlar, rizikonun gerçekleştiği sırada poliçenin geçerli olmaması gibi durumlar, sigortacının sorumluluğunu ortadan kaldırabilir.
V. YARGITAY UYGULAMASI VE ÖRNEK KARARLAR
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında, deniz kazalarından doğan zararlarda sorumluluğun belirlenmesinde gemi adamının kusuru, hava koşulları, yüklemenin usulüne uygun olup olmadığı, sigorta poliçesinin kapsamı gibi unsurlar dikkate alınmaktadır. Özellikle yük hasarı davalarında, zarar görenin zararı belgelemesi ve olayla illiyet bağını kurması aranır.
Örneğin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bir kararında, fırtına nedeniyle konteynerlerin denize düşmesi sonucu yük kaybının meydana geldiği olayda, taşıyanın gerekli önlemleri almadığı, konteynerlerin bağlanma işleminin yetersiz olduğu sabit görülerek taşıyanın tazminatla sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ
Deniz kazaları, çok taraflı ve çok yönlü hukuki değerlendirmeleri gerektirir. Maddi ve manevi zararlar, navlun sözleşmesinin geleceği ve sigorta teminatlarının kapsamı gibi hususlar, hem taşıyan hem taşıtan hem de üçüncü kişiler açısından önemlidir. Türk Ticaret Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu hükümleri ile birlikte Yargıtay uygulamaları ışığında, deniz kazalarında ortaya çıkan zararların giderilmesi ve sorumluluğun belirlenmesi mümkündür. Uygulamada bu tür uyuşmazlıklarda uzman bir deniz ticareti hukuku avukatından destek alınması, hak kayıplarını önleyecektir.
KAYNAKÇA
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 20.06.2019 tarih, 2018/3245 E., 2019/4036 K. sayılı karar.
Özsunay, Ergun. Den.İstanbul
Tekil, Faik Başkaya.T.İsta
Kender, Rayegan. Sigorta Hukuku –.İstanbul
Uçar, Hayri. “Deniz Kazalarında Sorumluluk ve Tazminat.” İs, Ci
Uğur, Ayşe. “Navlun Sözleşmesinin Sona Ermesi ve Sonuçları.” Galat, Cilt: 7, Sayı
Karahasan, Mustafa Reşit. TTK Şerhi. Ankara: Seçkin
Dünya Denizcilik Üniversitesi – Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO). Deniz Sigortası ve Risk. Malmö: WMU Y