Haberler

Türkiye'de çalışma hayatının en büyük sorunlarından biri olan "kayıt dışı istihdam" veya halk arasındaki adıyla "sigortasız çalışma", işçilerin emeklilik ve sağlık haklarını doğrudan elinden almaktadır. İşverenlerin SGK'ya hiç bildirim yapmaması veya eksik gün/ücret bildirmesi durumunda, işçilerin başvurabileceği en etkili hukuk yolu "Hizmet Tespiti Davası"dır. Kamu düzenine ilişkin olan ve hak düşürücü sürelere tabi olan bu davaların özelliklerini, ispat yöntemlerini ve 2025 yılı Yargıtay uygulamalarını İstanbul Gaziosmanpaşa Aygül Hukuk Bürosu olarak sizler için inceledik.

İşsizlik sigortası, işçinin kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalması durumunda, uğradığı gelir kaybını kısmen de olsa telafi eden anayasal bir sosyal güvenlik hakkıdır. Ancak uygulamada işverenlerin hatalı veya kötü niyetli olarak SGK işten çıkış kodlarını yanlış bildirmesi (Örneğin Kod 29/46 gibi) nedeniyle binlerce işçi bu haktan mahrum kalmaktadır. İŞKUR'un ödeme yapmayı reddettiği durumlarda, işçinin hakkını arayacağı yer İş Mahkemeleridir. İstanbul Gaziosmanpaşa'da faaliyet gösteren Aygül Hukuk Bürosu olarak; işsizlik ödeneğine hak kazanma koşullarını, "Kod Düzeltme" davalarını ve Yargıtay'ın işsizlik sigortasına bakışını sizler için detaylıca inceledik.

Miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller veya birden fazla kişinin ortak olduğu taşınmazlar üzerinde anlaşmazlık çıkması, hukuk sistemimizde sıkça rastlanan bir durumdur. Paydaşların malın paylaşımı konusunda uzlaşamaması halinde, mahkeme kararıyla ortaklığın bitirilmesini sağlayan dava türüne "Ortaklığın Giderilmesi" (eski adıyla İzale-i Şüyu) davası denir. Bu dava, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve tüm tarafları derinden etkileyen teknik bir süreçtir. İstanbul Gaziosmanpaşa'da faaliyet gösteren Aygül Hukuk Bürosu olarak; aynen taksim, satış suretiyle paylaşım, muhdesat iddiaları ve açık artırma süreçlerini akademik bir disiplinle ve herkesin anlayabileceği bir dille sizler için inceledik.

Gayrimenkul mülkiyeti, Türkiye'de en önemli yatırım ve güvence aracıdır. Ancak tapu sicilindeki en küçük bir harf hatası, isim yanlışlığı veya eksiklik; taşınmazın satışını, intikalini veya üzerinde ipotek kurulmasını imkansız hale getirebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 1027. maddesi, tapu kütüğündeki bu tür yanlışlıkların düzeltilmesi için "Tapu Kaydında Düzeltme Davası" (Tashih Davası) yolunu öngörmüştür. İdari yolla çözülemeyen hatalar için açılan bu davalar, mülkiyet hakkının güvenliği açısından büyük önem taşır. İstanbul Gaziosmanpaşa'da faaliyet gösteren Aygül Hukuk Bürosu olarak; tapu kayıtlarındaki isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin düzeltilmesi süreçlerini ve dava şartlarını akademik bir bakış açısıyla sizler için derledik.

Miras bırakanın (murisin), sağlığında malvarlığını belirli bir mirasçısına veya üçüncü bir kişiye devrederek diğer mirasçılarının hakkını engellemesi, uygulamada sıkça karşılaşılan bir hukuki ihtilaftır. Hukukumuzda "muris muvazaası" olarak adlandırılan bu durum, görünürde "satış" gibi gösterilen ancak gerçekte "bağış" olan işlemlerle mirasçıların miras paylarının gasp edilmesini amaçlar. Türk Yargı sisteminin en köklü içtihatlarından biri olan 1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı'na dayanan bu dava türü, zamanaşımına tabi olmaksızın hakkın geri alınmasını sağlar. İstanbul Gaziosmanpaşa'da faaliyet gösteren Aygül Hukuk Bürosu olarak; muris muvazaasının unsurlarını, tenkis davasından farklarını ve ispat yöntemlerini akademik bir derinlikle sizler için inceledik.

Türkiye'de kadastro çalışmaları büyük ölçüde tamamlanmış olsa da, yıllar önce eski tekniklerle üretilen paftaların günümüz teknolojisine uyum sağlayamaması, harita ile zemin arasında uyumsuzluklara yol açmaktadır. Bu sorunu çözmek için idare tarafından 2859 sayılı Kanun veya 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi kapsamında "Yenileme" veya "Uygulama Kadastrosu" yapılmaktadır. Ancak bu teknik güncellemeler sırasında mülkiyet sınırlarının kaydırılması, yüzölçümlerinin azalması veya komşu parsele tecavüzlü hale gelinmesi sıkça yaşanan hukuki sorunlardır. "İkinci Kadastro Yasağı" ilkesi çerçevesinde, mülkiyet hakkını ihlal eden bu işlemlere karşı açılacak itiraz ve tapu iptal davaları, uzmanlık gerektiren teknik davalardır. Gaziosmanpaşa Aygül Hukuk Bürosu olarak, yenileme kadastrosu mağduriyetlerinizi akademik ve hukuki titizlikle çözüme kavuşturuyoruz.

Türkiye'de orman sınırları dışına çıkarılan ancak hukuken Hazine adına kayıtlı olan araziler (2B arazileri) üzerinde yaşayan vatandaşların mülkiyet sorununu çözmek amacıyla yapılan işleme "Kullanım Kadastrosu" denir. Bu işlem sırasında tapu kütüğünün "Beyanlar Hanesi"ne, o taşınmazı fiilen kimin kullandığı (zilyet) ve üzerindeki binanın kime ait olduğu (muhdesat sahibi) yazılır. Bu kayıt, taşınmazı devletten "doğrudan satın alma hakkı" verdiği için hayati önem taşır. Eğer kullanım kadastrosu sırasında isminiz yazılmadıysa veya başkası yazıldıysa, hak kaybına uğramamak için süresi içinde dava açmanız şarttır. Gaziosmanpaşa Aygül Hukuk Bürosu olarak, 2B arazilerindeki zilyetlik ve muhdesat tespit davalarını akademik titizlikle yürütüyoruz.

Miras yoluyla kalan veya ortak satın alınan taşınmazlarda, paydaşlardan birinin diğerlerinin kullanımını engellemesi veya taşınmazın tamamını tek başına kullanması sıkça karşılaşılan bir sorundur. Hukukumuzda "Müşterek mülkiyette her paydaş, diğerlerinin hakkı ile bağdaştığı ölçüde taşınmazdan yararlanabilir" ilkesi geçerlidir. Ancak bu dengenin bozulduğu durumlarda, hakkı ihlal edilen paydaşın açacağı "Elatmanın Önlenmesi" davası, üçüncü kişilere karşı açılan davalardan farklı ve teknik usullere tabidir. Özellikle "İntifadan Men" koşulunun sağlanıp sağlanmadığı davanın kaderini belirler. İstanbul Gaziosmanpaşa'da faaliyet gösteren Aygül Hukuk Bürosu olarak, paydaşlar arasındaki kullanım ihtilaflarını ve çözüm yollarını akademik bir bakış açısıyla inceledik.

Bağışlama sözleşmesi, genellikle karşılıksız bir kazandırma olarak bilinse de, bağışlayanın belirli şartlar altında malını geri almasını sağlayan özel türleri mevcuttur. Bunlardan en önemlisi, Türk Borçlar Kanunu'nun 292. maddesinde düzenlenen "Rücu Şartlı Bağışlama"dır. Bağışlayan, "Eğer bağışladığım kişi benden önce ölürse, bu mal bana geri dönsün" diyerek tapuya şerh koydurabilir. Ancak bağışlananın vefatı üzerine mirasçıların bu malı kendiliğinden iade etmemesi durumunda, mülkiyetin tekrar bağışlayana geçmesi için "Tapu İptal ve Tescil Davası" açılması zorunludur. İstanbul Gaziosmanpaşa'da faaliyet gösteren Aygül Hukuk Bürosu olarak; bağışlamadan dönme koşullarını, tapu şerhinin etkisini ve mirasçılara karşı yürütülecek hukuki süreci akademik bir derinlikle sizler için inceledik.

Vekalet sözleşmesi, hukukun en hassas dengesi olan "karşılıklı güven" üzerine kuruludur. Bir kimseye taşınmazınızı satması için vekaletname verdiğinizde, onun sizin yararınıza hareket edeceğine güvenirsiniz. Ancak vekilin, kendisine verilen yetkiyi kendi veya bir başkasının çıkarına, sizin ise zararınıza olacak şekilde kullanması durumunda "Vekâlet Görevinin Kötüye Kullanılması" gündeme gelir. Vekaletnamede "dilediği bedelle, dilediği kişiye satmaya" yetkisi olsa dahi, vekilin sadakat borcuna aykırı yaptığı satışlar geçersizdir. İstanbul Gaziosmanpaşa'da faaliyet gösteren Aygül Hukuk Bürosu olarak; vekilin yetkisini aştığı, hileli işlemler yaptığı ve üçüncü kişilerle işbirliği içinde mülkünüzü elden çıkardığı durumlarda başvurulacak hukuki yolları akademik bir derinlikle sizler için inceledik.

İcra takibi kesinleştikten sonra alacaklının en güçlü silahı "Haciz" aşamasıdır. Ancak bu silahın kullanımı sınırsız değildir. Kanun koyucu, alacaklının hakkını korurken borçlunun ve ailesinin asgari yaşam standartlarını sürdürebilmesi için bazı malların haczini yasaklamıştır. Özellikle ev eşyaları, emekli maaşları ve "haline münasip evin" haczedilemezliği (meskeniyet) konuları, uygulamada en çok dava konusu olan alanlardır. Bu rehberimizde; haciz isteme sürelerini, dosyanın işlemden kaldırılmasını (düşmesini) ve haczedilemeyen malların güncel listesini, Yargıtay içtihatları ve İstanbul Gaziosmanpaşa Aygül Hukuk Bürosu uzmanlığıyla, örnek dilekçe eşliğinde inceledik.

İcra takibinin en kritik aşaması, haczedilen malların satılarak paraya çevrilmesidir. 2021 yılında İcra ve İflas Kanunu'nda yapılan köklü değişikliklerle (7343 S.K.), satış prosedürü tamamen dijitalleşmiş ve süreler yeniden düzenlenmiştir. Artık menkul ve gayrimenkul mallar için satış isteme süresi 1 yıl olarak eşitlenmiş ve fiziksel mezat salonları yerini UYAP E-Satış Portalına bırakmıştır. Bu kapsamlı rehberde; güncel satış sürelerini, elektronik ihaleye katılım şartlarını, kıymet takdirine itirazı ve ihalenin feshi (iptali) sebeplerini, Yargıtay’ın emsal kararları ve İstanbul Gaziosmanpaşa Aygül Hukuk Bürosu tecrübesiyle, örnek dilekçe eşliğinde detaylandırdık.